Hürrem Sultanın Hayatı

Hürrem Sultan, Osmanlı İmparatorluğu'nun en etkili kadın figürlerinden biridir. Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi ve II. Selim'in annesi olarak, devlet işlerinde önemli bir rol oynamış, entrikaları ve zekasıyla tarih sahnesinde iz bırakmıştır. Hürrem Sultan’ın yaşamı, güç mücadelesi ve diplomatik katkılarıyla Osmanlı tarihinde önemli bir yer edinmiştir.
Hürrem Sultanın Hayatı
11 Eylül 2024

Hürrem Sultan: Osmanlı İmparatorluğu'nun Güçlü Kadını


Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'ın nikâhlı eşi ve sonraki padişah olan II. Selim'in annesidir. Doğum adı Alexandra Anastasia Lisowska olan Hürrem Sultan, Avrupa'da Roxelana adıyla tanınır.

Hürrem Sultan'ın Tarihi ve Kültürel Önemi


Hürrem Sultan, zekâsı, entrikaları, cesareti ve ihtirasıyla efsaneleşmiş bir Osmanlı Hanım Sultanıdır. Hayatı romanlara, tiyatro oyunlarına ve opera eserlerine konu olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nda, kendi dönemindeki devlet işlerinde etkin rol oynadığı için Osmanlı'da kadınlar saltanatı devrini başlatmıştır. Kanuni Sultan Süleyman'ın nikâhlı eşi olan Hürrem Sultan, II. Selim, Mihrimah Sultan, Şehzade Cihangir, Şehzade Bayezid, Şehzade Mehmed ve Şehzade Abdullah'ın annesidir.

Hürrem Sultan'ın Gelmeden Önceki Hayatı


Hürrem Sultan'ın Osmanlı Devleti'ne gelmeden önceki hayatı hakkındaki bilgiler sınırlıdır ve kesin değildir. 1504 yılında Ukrayna topraklarında doğduğu rivayet edilir. Bilinen en kabul görmüş rivayet, 1520'de Tatar akıncılar tarafından Rutenya (Ukrayna)'dan kaçırılıp Kırım Hanlığı'na getirildiği, oradan da Osmanlı sarayına sunulduğudur.

Osmanlı Sarayına Girişi

Hürrem Sultan saraya getirildiğinde, Kanuni, Manisa valisiyken birlikte olduğu Mahidevran Sultan ile evliydi ve bu evlilikten Mustafa isimli bir oğlu vardı. Sarayın en önemli kadın ismi Kanuni'nin annesi Ayşe Hafsa Sultan'dı. Ayşe Hafsa Sultan'dan sonra gelen ikinci önemli isim de Sultan Süleyman'ın ilk eşi Mahidevran Sultan'dı.

1521'de Hürrem saraya girdikten sonra, Kanuni Sultan Süleyman'la ilişkisinden Şehzade Mehmed dünyaya geldi ve böylece Hürrem Sultan olarak Osmanlı sarayının en nüfuzlu üçüncü kadın ismi oldu. Mahidevran Sultan ile Hürrem Sultan arasındaki rekabet ilerleyen zamanlarda kavgaya dönüşmüş, Hürrem Sultan zekâsı ve entrikalarıyla bu rekabeti lehine çevirmeyi başarmıştır. Takip eden dönemde Mahidevran Sultan gözden düşmüş, 1533'te Manisa valiliğine atanan oğlu veliaht Şehzade Mustafa'nın yanına gönderilmiştir. Mahidevran Sultan'ın gidişiyle Hürrem Sultan onun yerini aldı.

Güç ve Etki Mücadelesi

Kanuni Sultan Süleyman'ın nikâhlı eşi olduktan sonra Hürrem Sultan'ın saraydaki gücü ve pozisyonu daha da arttı. Şehzade Cihangir'in doğumundan sonra, kesin tarih olmamakla birlikte Haziran 1534'te Kanuni Sultan Süleyman ile görkemli bir düğün yaparak evlendiler ve aralarında resmi nikâh kıyıldı. Bu nikâh ile Hürrem Sultan, uzun süre sonra bir Osmanlı padişahı tarafından nikâhlanan ilk cariye oldu. Osmanlı geleneklerine aykırı olan bu hareket, devrimci bir hareket olarak nitelendirilebilir.

Mahidevran Sultan ile Hürrem Sultan arasında yaşanan mücadelede, Mahidevran'dan yana olan Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Valide Hafsa Sultan'ın 1534'teki ölümüyle, Hürrem Sultan'ın saraydaki etkisi iyice artmıştır fakat Valide Sultan'ın ölümünün ardından Şehzade Mustafa'nın tahta çıkmasına kesin gözüyle bakıldığından Mahidevran Sultan, Valide Sultanlığa hazırlanmaya başlamıştır.

Hürrem Sultan, Şehzade Mehmed'ten sonra Selim, Bayezid, Cihangir ve Abdullah adlarında dört şehzade ve Mihrimah adlı bir kız çocuğu daha dünyaya getirmiştir. Çocuklarını büyütürken, ileride onlardan birinin tahta geçmesi için mücadele vermiştir.

Devlet İşlerinde Rolü

Sadrazam Pargalı Damat İbrahim Paşa, Mahidevran Sultan'ın oğlu Şehzade Mustafa'yı taht için aday gösterenlerden biriydi. Irakeyn Seferi'nden dönüşünün ardından Topkapı Sarayı'na davet edilen ve burada boğularak öldürülen Pargalı Damat İbrahim Paşa, Hürrem Sultan için ortadan kaldırılan önemli bir engeldi. Çocukluğundan beri Kanuni Sultan Süleyman'ın yakın arkadaşı, padişahlık döneminde de danışmanı olan İbrahim Paşa'nın öldürülmesinde Hürrem Sultan'ın etkisinin büyük olduğu rivayet edilir. Bir diğer rivayet ise İbrahim Paşa'nın devlet yönetiminde kendisini üstün görmesi ve yaptığı hataların, kendi sonunu hazırlamasına sebep olduğudur. İbrahim Paşa'nın ölümüyle, Hürrem Sultan devlet işlerini idare etmeye başlamıştır.

Hürrem Sultan'ın önemli devrimci hareketlerinden birisi, haremi Eski Saray'dan Topkapı Sarayı'na taşımasıdır. Bunu, devlet işleri ile daha yakından ilgilenebilmek amacıyla yapmıştır. Eski Saray'da 1541'de çıkan büyük yangından sonra harem halkının bir kısmının Topkapı Sarayı'na taşındığı ve harem protokolünün başladığı düşünülmektedir.

Hürrem Sultan'ın, kendinden olan şehzadelerin sancak beyleri olarak atanmalarında da etkisinin büyük olduğu düşünülür. 1541'de, padişah adaylarının tayin edildiği Manisa Sancağında Sancak Beyliği yapmakta olan Şehzade Mustafa, Manisa'dan alınıp Amasya'ya atandı ve onun yerine Şehzade Mehmed Manisa Sancak Beyliği'ne getirildi. Halk ve askerlerin yaşanan bu duruma tepki göstermesi sonucu Sultan Süleyman Şehzade Mustafa'yı toprakların savunulması için Amasya'ya gönderdiğini, veliahtlığının devam etmekte olduğunu söyledi. Bunun gibi birçok atamada Hürrem Sultan'ın parmağının olduğu kabul edilir. Hürrem Sultan şehzadeleriyle birlikte sancağa gitmesi gerekirken geleneklere uymamış ve İstanbul'da kalmaya devam etmiştir.

Aile ve İlişkiler

Hürrem Sultan'ın tek kızı olan Mihrimah Sultan, Diyarbakır Valisi ve III. Vezir olan Rüstem Paşa ile evlendirilmiştir. Bu evlilikle "Damat" unvanını alan Rüstem Paşa sadrazamlığa tayin oldu. Tarihi kaynakların çoğunda, bu olayın arkasında da Hürrem Sultan'ın ve Mihrimah Sultan'ın olduğu belirtilir.

Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra Şehzade Mustafa'nın tahta çıkacak olmasından korkuyordu. Şehzade Mustafa'yı babası Sultan Süleyman'ın gözünden düşürmek için kızı Mihrimah Sultan ve damadı Rüstem Paşa ile bir komplo kurdu. Hürrem Sultan'ın emriyle hareket eden Rüstem Paşa, Şehzade Mustafa'nın mührüyle İran Şahı Tahmasb'a mektup yazmış, Tahmasb'ın cevabını da Kanuni Sultan Süleyman'a getirmiştir. Bu ve benzeri birçok entrikayla Kanuni Sultan Süleyman, oğlu Şehzade Mustafa'nın isyan edeceğine ve tahtı elinden alacağına inandırılmıştır.

Şehzade Mustafa, katledileceği gün babasıyla görüşeceğine düşünerek çadırına girmiştir. O gün, Şehzade Mustafa'nın bembeyaz giyindiği rivayet edilir. Şehzade Mustafa kendisine atılan iftiralardan haberdardır ve beyaz giyinerek masumiyetini göstermek ister. Ölümünün ardından cebinden babasının onu öldüreceğini, bu yüzden babasının çadırına gitmemesi gerektiğini anlatan bir mektup çıkar. Şehzade Cihangir de bu olaya tanık olmuştur ve olayın etkisini bir türlü üzerinden atamamış ve hastalanmıştır. Babası ile sefere devam eden şehzade, Halep'te hayatını kaybetmiştir. Böylece tahta aday olarak Hürrem Sultan'ın iki oğlu Şehzade Bayezid ve Şehzade Selim kalmıştır.

Diplomatik ve Sosyal Katkıları

Hürrem Sultan, iç olayların ve entrikalarının yanı sıra, daha önce Osmanlı tarihinde görülmemiş şekilde dış ilişkilerle de ilgilenmiş, diplomatik yazışmalar yapmıştır. Henüz Kanuni Sultan Süleyman'ı padişahlığının ikinci senesinde Rodos şövalyelerine karşı Rodos seferinin açılmasına teşvik etmiş, sonraki yıllarda İran seferlerine destek vermiştir.

Ölümü ve Mirası

Hürrem Sultan, 15 Nisan 1558'de İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Ölümü hakkında çeşitli rivayetler bulunsa da bunlardan en kuvvetlileri zehirlenerek veya bir kadın hastalığı sonucu hayatını kaybettiğidir. Düzenlenen büyük bir cenaze töreninin ardından Süleymaniye Camisi avlusuna gömüldü. Türbesi, eşi Sultan Süleyman tarafından yaptırıldı.

Kanuni Sultan Süleyman, karısının ölümünün ardından çok üzülmüştür. İran'da bulunan bir şehre "Hürremabad" ismini vermiştir. Şehrin ismi günümüzde de değişmemiştir.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap
şifre
Sizden Gelen Sorular / Yorumlar
soru
Hansu 25 Nisan 2024 Perşembe

Kanuni dönemindeki kapitülasyonlar nasıl zararlı hale gelmiştir?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap
Admin

Merhaba Hansu,

Kanuni döneminde verilen kapitülasyonlar, başta ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla sağlanmıştı. Ancak zamanla Osmanlı Devleti'nin ekonomik bağımsızlığını zayıflatarak, yabancı devletlerin Osmanlı ekonomisi üzerindeki etkisini artırdı. Bu durum, yerli esnaf ve tüccarların rekabet gücünü azaltarak uzun vadede ekonomik zararlar doğurdu.

Saygılar,

2. Cevap
cevap
İsrail

Kanuni döneminde siyasi ilişkiler anlamında ayrıcalık olarak verilen kapitülasyonlar, zamanla genişletilerek ve diğer ülkelerin de aynı ayrıcalıkları istemesi ve siyasi gücü yitirmeye başlamamızla zararlı hale gelmiştir.

Çok Okunanlar
Haber Bülteni
Popüler İçerik
Şehzade Mustafa'nın Öldürülmesi
Şehzade Mustafa'nın Öldürülmesi
Kanuni Sultan Süleyman'ın Fetihleri
Kanuni Sultan Süleyman'ın Fetihleri
Kanuni Sultan Süleyman Hayatı
Kanuni Sultan Süleyman Hayatı
Kanuni Sultan Süleyman Şiirleri
Kanuni Sultan Süleyman Şiirleri
Kanuni Sultan Süleyman Viyana Kuşatması
Kanuni Sultan Süleyman Viyana Kuşatması