Sultan Süleyman'a "Kanuni" unvanı, yeni kanunlar koymasından ziyade, var olan kanunları tanzim edip kitaplaştırması neticesinde verilmiştir. Osmanlı Devleti'nde iğneden ipliğe kadar her şeyin kaydı tutulur, sayımlar çok disiplinli yapılırdı. Bu yasal sistem güçlü bir gelenek haline gelmişti.

Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı padişahlarının kullandığı kanun ve kuralları İslam Hukuku esaslarına göre sınıflandırarak bir tür anayasa işlevi görecek olan Sultan Süleyman Kanunnamesi (Kânunnâme-i Âl-i Osman)'ni yayınladı.

Kanunnamede ceza, vergi, kamu ve askerlik ile ilgili kanunlar hukuki, idari, mali, askeri başlıklar altında sınıflandırılmıştı. Bu kanunnamenin hazırlanmasında devrin büyük alimlerinden yardım alan Süleyman, bununla farklı milliyetlerden oluşan cemaat ve toplulukları kontrol ve koruma altına almayı amaçlıyordu. Kanuni ayrıca soyunu Oğuz Han'a dayandıran bir silsilename hazırlatmıştı.

Kanuni Sultan Süleyman'ın hazırlattığı Kanunnamenin içeriği oldukça geniş kapsamlıydı. Aşağıda ana başlıklar altında incelenebilir:

Kanuni Sultan Süleyman'ın hazırlattığı Kanunname, Osmanlı Devleti'nin hukuki, idari ve mali yapısının temel taşlarından birini oluşturmuştur. Bu kanunlar, farklı etnik ve dini grupların bir arada yaşadığı Osmanlı toplumunda adaletin sağlanması ve devletin gücünün korunması açısından büyük bir öneme sahiptir. Ayrıca, Kanuni'nin bu kanunları hazırlarken İslam hukuku ve geleneksel Türk hukukunu birleştiren bir yaklaşım benimsemesi, Osmanlı Devleti'nin çok kültürlü yapısının bir yansımasıdır.

Kanuni Sultan Süleyman, döneminde sadece askeri ve siyasi başarılarıyla değil, aynı zamanda hukuki düzenlemeleriyle de tarihe damgasını vurmuştur. Kanunnameleri, Osmanlı Devleti'nin uzun süre boyunca istikrarını korumasına katkıda bulunmuştur.